Mevlüt YALÇIN

Arkadaşlarla voleybol veya Masa tenisi oynarken, her oyunda mutlaka sayılarımız karışır. Top hangi tarafa düştü? ve netmi? değilmi? tartışması yaşarız. Bu tartışmaların bazıları şakayla karışıktır. Amaç  rakibin dikkatini dağıtmak ve moralini bozmak için yapılırken bazende gerçekten ciddi görüş ayrılığı olur. Mesela sayılar 10’a 10 iken; Kendi sayısına ilave ile 11-10 yapanda olur. Kendi sayısına ilaveyle kalmayıp rakibinin sayısını eksiltip 11-9 yapanda oluyor. Neden acaba? 

KARDEŞLERİM, Bir konuyu iyi anlamanın yolu sormaktan, sorgulamaktan geçer. Sorularımıza başlayalım. Spor olsun, muhabbet olsun diye zevkine oynadığımız bir oyunda görüşlerimizi neye göre açıklıyoruz. Rakiplerimizin de kabul edeceği şekilde tarafsızmı? yoksa bir sayı için doğru söylemek zorunda değilsin anlayışına göre mi!? Tabiki; doğru gördüğümüzü ve saydığımızı söyleyen menfaatimize göre konuşuyoruz. Çıkarlarımız bizi bakar kör ediyor. O zaman pin pon topu bizim menfaatimizden tarafa düşüyor. Ölçü yok, kuralda yok kutsalda olmadığı için başarıya giden her yol mübahlaşıyor. Kendi menfaatleri söz konusu olduğu zaman hiçbir ölçü tanımayan insanların arasında yaşıyoruz.

KARDEŞLERİM, İnsanların başkalarına zarar vermediği müddetçe bir yere kadar kendini düşünmesi normaldir. Fakat günümüz insanı çok menfaatçi oldu.

Masa tenisinde olduğu gibi hayata sadece çıkar gözlüğü ile bakıyoruz. Herkese değil menfaatimize göre selam veriyoruz. Eskiden menfaatin başladığı yerde dostluk biterdi. Şimdi arkadaşlıklar menfaat üzerine kuruluyor. Sanki eşyaların olduğu gibi insanlarında bir son kullanma tarihi var. Bu tarihide menfaat belirliyor. Maalesef, menfaati biten insanın, muhabbeti de bitiyor. Voleybol olsun masan tenisi olsun bizim hayatımıza ne kadarda benziyor değilmi?