Mevlüt YALÇIN

Konumuzu daha iyi anlamak, camilerin hayatımızdaki değerini öğrenmek için; bir soruyla başlayalım.Rabbimizin evim dediği bu mekanlar bizim neyimiz oluyor. 
KARDEŞLERİM,Hak olsun batıl olsun bütün dinlerde ibadet vardır. Her dinin bu ibadetlerini yaptıkları mabetleri vardır. Yahudilerin havrası, hıristiyanların kilisesi vardır.Bizimde Mescit ve camilerimiz var. Atalarımız, mabetlerin büyük yapıda olanlarına "cami" küçüklerine ise "mescit" demişlerdir.   El-Cami Rabbimizin güzel isimlerindendir. Cami devamlı toplayan demektir. İnsanların tevhidde,Kuranda toplanmasıdır. Beş vakit, cuma ve bayram namazlarında müminleri bir araya topladığı için bu isim verilmiştir.. Her camiye girişimizle Rabbimizin El-Cami ismi hatırımıza gelmeli ve toparlanmalıyız.

..اِنَّ اَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِى بِبَكَّةَ مُبَارَكًا وَهُدًى لِلْعَالَمِينَ  
KARDEŞLERİM,İnsanlık tarihi mabetle başlamıştır. Rabbimiz mekandan münezzeh olmasına rağmen Kabeye Beytullah denir. Camilerde Beytullahın şubeleridir, Camilerimize bu gözle bakmamız lazım. Caminin yanından arabamızla veya yürüyerek geçerken de Kabenin yanından geçer gibi geçmeliyiz… 
Her camiye gidişimizde Kabeye gidiyor gibi yürümemiz lazım.Camiye yürüyüş demek Kabeye yürüyüş demektir. Aslında camide, Kabede birer araçtır. Asıl olan Rabbimize yürüyüştür. 
Bu düşüncelere sahip olursak camiye gidersek camiye girişimizle çıkışımız arasında fark olur. Namazlarımız daha ihlaslı olur. İşte bu namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor.(Ankebut 45)